Resmi Gazete’de yayımlanan 27.05.2022 tarihli “Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 8.maddesinde ısrarlı takip suç kapsamında değerlendirilmiştir.
Israrlı bir şekilde; fıziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir (TCK, m.123/1).
Israrlı Takip
Israrlı takip suçu genellikle mağdurun yakınları tarafından gerçekleştirilir. Fail genellikle mağdurun eski eşi, nişanlısı, sevgilisi, komşusu, öğrencisi, müvekkili, hastası ya da arkadaşı olabilir. Bunların yanı sıra bazen fail platonik aşık da olabilir.
Aynı maddenin farklı fıkrasında ısrarlı takip suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikâyete bağlı gelişeceği geçmektedir.
Stalk
Dijital ortamın gelişmesiyle birlikte Messenger gibi platformların yerini daha çeşitli ve farklılaşan içeriklerle Facebook, Twitter, Instagram gibi platformlara bırakması insanlar arası iletişimin de daha dijital düzeyde gelişmesine yol açmaktadır. Birçok kişi artık güne başlarken sosyal medya hesaplarında gezinerek başlamaktadır. We Are Social Global Dijital 2022 Raporu’na göre Türkiye nüfusunun %95,6’sı sosyal medya kullanıyor. Dijital gelişmeleri değerlendirdiğimizde karşımıza küresel anlamda her ne kadar olumlu birçok sonuç çıksa da mahremiyetin gizliliği kavramı açısından değerlendirdiğimizde birçok sorun da çıkıyor.
Tüm bunlar ışığında hayatımızda dijitalleşen dünyayla birlikte var olan “stalk” kavramını da değerlendirmek gerekir. Stalk, sosyal medyalar aracılığıyla bir kişinin bir başkasını dijital ortamda araştırması, gözetlemesi, rahatsız edecek duruma varacak şekilde takip etmesidir. Aynı zamanda dadanmak, musallat olmak anlamlarına da gelmektedir. Bu kavram geçmişte özellikle magazin gazeteciliği yapanlar için kullanılmıştır. Stalklamak kişilerin kendi hesapları ve fake (sahte) hesapları aracılığıyla gerçekleşebilir. Stalk bir psikolojik şiddet ve tacizdir.
Türk Ceza Kanunu’nda Stalk
Türk Ceza Kanunu’nda stalk için düzenlenmiş herhangi özel bir kanun olmadığını belirtmekle birlikte Türk hukukunda stalk kavramına ilişkin ilk düzenleme ısrarlı takip kapsamında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddet Kanunudur. Kanunun adından yola çıkarak sadece kadınları kapsadığı düşünülse de böyle bir durum yoktur. Kanun ısrarlı takip (stalking) aracılığıyla taciz edilen herkesi kapsamaktadır.
Stalklamak Suç Mudur?
Sosyal medyada geçen “stalklamak suçtur” söylemleri ise gerçeği yansıtmamaktadır. Kişilerin açık profillerine ya da gizli profillerine saklayarak/saklamayarak bakmak, incelemek vs. suç teşkil etmemektedir.
Stalk kavramını bu çerçevede değerlendirdiğimizde suç sayılmamaktadır. Ancak bir kimsenin başka birine istemediği halde ısrarlı mesajlar atması, sosyal medya hesaplarından istemediği halde etkileşimde bulunmaya çalışması, engellemeye rağmen iletişim kurmaya çalışması ısrarlı takip kapsamında da değerlendireceğimiz üzere suçtur.
Israrlı Takip (Stalk) Cezası
Stalk dolayısıyla rahatsızlık yaratan faile 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilmektedir.
Eğer bu ısrarlı durum çocuğa, ayrılık kararı verilen sevgiliye ya da eski eşe karşı geliştirilmişse ve bu kişiler bulundukları alanları terk etmek, irtibat numaralarını değiştirmek zorunda kalmışlarsa ceza 1 yıldan 3 yıla kadar artış gösterir.
Yargıtay Kararları
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme, 6136 sayılı Yasaya aykırılık, görevi yaptırmamak için direnme, kamu görevlisine hakaret
HÜKÜMLER : 1-a) Sanıklar … ve … haklarında maktule karşı kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme suçundan ayrı ayrı TCK’nin 82/1-g, 53. maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
b) Sanıklar … ve … haklarında görevi yaptırmamak için direnme suçundan ayrı ayrı TCK’nin 265/1, 265/4, 43/2, 53 maddeleri gereğince 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası
c) Sanıklar … ve … haklarında kamu görevlisine hakaret suçundan ayrı ayrı TCK’nin 125/1,3-a, 125/4, 43/2, 53 maddeleri gereğince 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası
d) Sanıklar … ve … haklarında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan ayrı ayrı 6136 sayılı Kanunun 13/1, TCK’nin 52/2, 53. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis ve 2.400 TL adli para cezası ile cezalandırılmaları
e) Sanık … hakkında maktule karşı kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme, görevi yaptırmamak için direnme ve kamu görevlisine hakaret suçlarından CMK’nin 223/2-e maddesi gereğince beraatine dair; İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/12/201 tarih ve 2018/26 E. 2018/436 K. sayılı kararı
2-a) Sanık … hakkında verilen beraat kararları ve sanıklar … ve … haklarında maktule karşı kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan hükümlere karşı, istinaf başvurusunun esastan reddine,
b) Sanıklar … ve … haklarında görevi yaptırmamak için direnme suçunda sonuç cezanın 4 yıl 19 ay 15 gün olarak, kamu görevlisine hakaret suçunda sonuç cezanın 1 yıl 19 ay 15 gün olarak düzeltilmek suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine dair; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 10/05/2019 gün ve 2019/391 E. 2019/963 K. sayılı kararı
TEMYİZ EDENLER : Katılanlar …, … ve … vekilleri, Sanık … ve müdafii, Sanık … ve müdafii
TÜRK MİLLETİ ADINA
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 10/05/2019 gün ve 2019/391 E. 2019/963 K. sayılı kararının sanıklar … ve … müdafileri ve katılanlar vekilleri tarafından süresinde temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Sanıklar … ve … müdafileri ile katılanlar vekillerinin duruşmalı inceleme istemlerinin 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 299. maddesi uyarınca reddiyle incelemenin dosya üzerinden yapılması uygun görülmekle;
Dosya incelendi;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Sanıklar … ve … haklarında kamu görevlisine hakaret, 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan mahkumiyet, sanık … hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve kamu görevlisine hakaret suçlarından kurulan beraat hükümlerinin yapılan incelenmesinde;
Hükmolunan cezaların miktarı ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK’nin 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları, miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin ve 5271 sayılı CMK’nin 286/2-g maddesi uyarınca, on yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararlarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, katılanlar vekilleri ve sanıklar müdafilerinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nin 298/1. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE karar verilmiştir.
2- Sanıklar … ve … haklarında maktul …’a karşı kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme, görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan mahkumiyet, sanık … hakkında maktule karşı kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme suçundan kurulan beraat hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 10/05/2019 gün ve 2019/391 Esas 2019/963 Karar sayılı “istinaf başvurularının esastan reddine ve istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine” dair hükümlerinin tüm dosya kapsamına göre hukuka uygun olduğu anlaşıldığından; sanık … ve müdafinin adil yargılanma ve savunma haklarının ihlal edildiğine, sübuta, iştirak iradesinin olmadığına, takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine, beraat etmesi gerektiğine, sanık … ve müdafinin vasfa, TCK’nin 27/2 hükmünün uygulanması gerektiğine, takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine, katılanlar vekillerinin sanık … hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle, 5271 sayılı CMK’nin 302/1. maddesi uyarınca TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKÜMLERİN ONANMASINA, sanıklar … ve … haklarında hükmolunan ceza miktarı ile tutuklulukta kaldıkları süre dikkate alınarak, sanıklar müdafilerinin tahliye taleplerinin REDDİNE,
Dosyanın, 28.02.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik CMK’nin 304/1. maddesi uyarınca İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığına TEVDİİNE, 03/06/2021 gününde Üye …’in sanık … ‘in eyleminin TCK’nin 39, 82/1-g md. kapsamında kaldığına dair karşı oyu ve oy çokluğu, diğer yönlerden oy birliği ile karar verildi.
KARŞI OY:
Maktul …’ın öldürülmesi olayında yerel mahkeme tarafından sanık …’nin müsnet suçtan delil yetersizliğinden beraatine, sanıklar … ile …’un da TCK.nin 37. md. delaleti ile TCK.nin 82/1-g maddeleri gereği kasten nitelikli adam öldürme suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarına dair kararın İstanbul BAM tarafından onandığı bu karara karşı lehe ve aleyhe yapılan temyiz üzerine İstanbul BAM daire kararının onaylanmasına dair Dairemizin çoğunluk görüşüne sanık …’in eyleminin TCK.nin 39. md. yollaması ile TCK.nin 82/1-g maddesini oluşturduğu kanaati ile katılmıyorum.
Şöyle ki;
Öncelikle yerel mahkemece yapılan yargılamada olayın oluş şekli şu şekilde belirlenmiş olup, arkadaş olan her üç sanığın, sanık …’ye ait araçla gezerken aracı sanık …’in kullandığı, sanık …’in arka koltukta, …’nin ise ön sağ koltukta oturduğu, sanıklar … ve …’in alkollü şekilde olay mahalline geldikleri saat: 23.50 sularında polis ve bekçi olan maktul ve katılanların yol kontrolü yaptıklarını gördükleri, …’in kontrol noktasında yavaşladığı, araç içi lambasını yaktığı, görevliler aracın her iki tarafından araca yanaştıkları sırada araç içinden bir kişinin görevlilere sinkaflı küfürler ettiği bu sırada aracın patinaj çekerek hızla olay yerinden kaçmaya başladığı, bu sırada ön sağda oturan …’nin kendisine ait ruhsatsız tabanca ile aracın camından dışarı çıkarak görevli polislere birden çok kez ateş ettiği, maktulün başından isabet alarak vefat ettiği sabittir. Görevli polislerin yaptıkları ısrarlı takipler sonucu aracın tekerleklerine ateş edilerek patlatılıp durdurulmuş, araçtan … ve … araçtan inerek kaçmaya başlamış, bu iki sanık yakalanmalarını temin için vurularak yakalanmışlardır. Araç durduğunda olay sırasında arka koltukta oturduğu anlaşılan …’in araçtan daha önce indiği anlaşılmıştır.
Yerel mahkeme, sübutun nasıl olduğunu belirlerken olayın ani geliştiğini, bu nedenle araç içerisinde arka koltukta olan sanık …’in suçun işlenmesinde katkısının olmadığını, olay öncesi sanıkların bu suçu işleme hususunda anlaşmalarının bulunmadığını gerekçe göstererek sanık …’in müsnet suçtan beraatine karar vermiş, BAM ve Dairemiz de bu kabulü isabetli görerek sanık …’in maktulün öldürülmesi, hakaret ve memura direnme suçlarından beraat kararlarını onaylamıştır.
O halde olay anına kadar araçta bulunan üç sanık arasında bu suçun işlenmesi hususunda yapılmış ön bir anlaşma ve işbölümü bulunmadığından tereddüt yoktur. Sanıklar da bu olayın ani şekilde geliştiğini ifade etmişlerdir.
Dosyadaki sanıklar … ve …’in aşamalardaki kendi savunmalarından her ikisinin de olay öncesinde aranma kayıtları vardır. Mahkeme bu konuda bir araştırma yapmasa da her iki sanık da bunu aşamalarda birden çok kez söylemişlerdir. Yani bu sanıkta yol kontrolünde yakalanacaklarını bilmektedirler.
Sanık …’nin kendisine ait olan olaydan bir süre önce hırsızladığı silahı ile (Zigzaver marka) ateş ettiği, mevcut kovanlar ve kriminal rapor ile sabittir. Ancak olay anında diğer sanık …’in ise yine araçtaki kendine ait atışa salih olan ve mermisi bulunan Lama marka silah ile ateş etmediği de sabittir.
Ani gelişen olayda sanık …’in diğer sanık …’yi azmettirdiğine dair de hiçbir delil yoktur.
Sanık …’nin maktul …’a karşı işlediği öldürme fiili üzerinde diğer sanık …’in de bu öldürme fiiline TCK’nin 37. maddesinde düzenlendiği haliyle fiilen katılması söz konusu olamaz zira o silahı olduğu halde silahını kullanmamıştır.
Olay yerinden …’in kullandığı aracın kaçmaya başlaması üzerine, sanık …’nin aracın camından dışarı çıkarak sol kolunu kullanıp arkaya ateş etmesinin ve maktulün ölümünün sübut bulduğu olayda; …’in sorumluluğunun diğer sanık … ile beraber öldürme fiilini birlikte işleyen olarak kabul olunamayacağı, ancak …’yi oraya getirmesi, olay yerinden kaçmaları, defalarca durdurulmaya çalışmalarına rağmen …’in şoför olarak aracıyla kaçmaya çalışması şeklindeki eylemleri mevcuttur. Bu kabule göre öldürme fiilini işleyen …’ye TCK.nin 39/1-c md.de düzenlenen fiilin işlenmesi sırasında yardımda bulunmak şeklinde olan …’in sorumluluğunun asli failinin sorumluluğunu düzenleyen TCK.nin 37. maddesi delaletiyle 82/1-g maddesi yerine yardım edeni düzenleyen TCK.nin 39. maddesi delaletiyle 82/1-g maddesinden olması gerektiği kanaatinde olduğumdan Dairemizin çoğunluk kararına katılmıyorum (Yargıtay 1. Ceza Dairesi Karar: 2021/9803).
Israrlı takip suçu hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz bize buradan ulaşabilirsiniz.