Ana sayfa » Vesayet Davası
Vesayet Davası

Vesayet Davası

Esenyurt avukat tarafından hazırlanan makalemizde, vesayet davası ve bu davanın içerikleri hakkında bilgi vereceğiz. En güncel ve yenilenen bilgi, kanun değişikliği kapsamlarına dair bilgi edinmek için internet sayfamızı inceleyebileceğiniz gibi hukuk büromuzla iletişime de geçebilirsiniz.

Vasi ataması talepli açılan davalar, vesayet davalarının kapsamını oluşturmaktadır. Vasi ataması yapılması, bir kişinin hukuki işlem yapabilme yeterliliği olmaması etkeninde geçerli olmaktadır. Bu şekilde olan gelişmelerde mahkeme vesayet davasının açılmasıyla kişi hakkında kısıtlılık kararı verir ve vasi ataması yapar. Böylelikle kişi adına var olan tüm hukuki işlemleri vasisi olarak atanan kişi yapar. Vasi atamasında yetkili olarak atanan kişinin, yapmaya yetkisi olan tüm işler Türk medeni kanunlarına göre belirlenmiştir. Vasi, kanunda belirtilen ölçütlere göre işlem yapmakla yükümlüdür.

Vesayet Davası Ne Kadar Sürer

Türk medeni hukukuna göre vesayeti gerektiren bazı koşullar vardır. Bunlar; kısıtlanma, yaş küçüklüğü, hapis cezasının alınması ve kişinin kendi talebi doğrultusunda vesayet altına girmeyi istemesi.

Vesayet davasının başlatılmasında yetkili mahkeme, vesayet altına girecek olan kişinin yerleşim yerindeki mahkemedir. Görevli mahkeme ise, sulh hukuk mahkemesidir. Vesayet davasının ne kadar sürede sonuçlanacağı ise, davanın avukatlı ya da avukatsız şekilde ilerletilmesine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Avukat eşliğinde ilerletilen dava, 4 ile 12 ay arasında biterken bu davanın avukatsız ilerletilmesine bağlı olarak süre ortalama 2 ya da 3 katına çıkabilir. Ayrıca avukatsız ilerletilen davalarda sıklıkla yapılan eksik veya yanlış işlemler görülmektedir. Bu durumda da davanın reddi veya kişilerin hak kaybı yaşaması etkeni geçerli olur.

Vesayet Altına Alınması Usulü

Vesayet davası içeriğinde incelenen bazı durumlar vardır. Bunlar;

İlgili Kişinin Dinlenmesi ve Bilirkişi Raporu: Kişi mahkeme tarafından dinlenmeden sarhoşluk, kumarbazlık, madde bağımlılığı, kötü yaşam tarzı, kötü kararlar alma vb. sebeplerden dolayı kısıtlama altına alınamaz. Yani böyle olan durumlarda hem yaşanılan durumlar mahkemeye kanıtlanmalıdır hem de taraflar sözlü şekilde dinlenmelidir. Fakat kişinin akıl hastalığı vb. rahatsızlığı varsa karar kurul raporunun incelenmesine bağlı olarak verilir.

İlan: Kısıtlama kararı kesinleştiği zaman, kısıtlının yerleşim yeriyle nüfusa kayıtlı olduğu yerlerde ilan verilmesi gerekir. Kısıtlama durumu, iyiniyetli olan üçüncü kişileri ilan verilmesinden önce etkilemez.

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir