Ana sayfa » İçtihat Kararları Tapu İptal Ve Tescil İstemi

İçtihat Kararları Tapu İptal Ve Tescil İstemi

Tapu İptal Ve Tescil İstemi

Taraflar arasında görülen davada Mahkemece geçici hukukî koruma talebinin kabulü kararına yönelik itirazın reddine dair verilen ara kararın istinaf incelemesi davalılardan ….. vekili tarafından istenmiş,  dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

TALEP:

İhtiyati tedbir talep eden davacı; yeğenleri olan davalı …..’e annelerinden kalan dava konusu taşınmazların dağılmaması, bölünmemesi için vekaletname verdiklerini, ancak …..’in taşınmazları söz konusu vekaletnameye istinaden davalı annesi …..’e devrettiğini, …..’inde taşınmazları diğer davalı …..’a devrettiğini, onunda kötüniyetli ve taşınmazların aidiyetini bilebilecek konumda ve …..’in arkadaşı olduğunu, taşınmazların davalılar arasında yapılan devir işlemlerinin muvazaalı olduğunu, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapuların iptali ile adlarına tescilini istemişler, aynı zamanda taşınmazların tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmişlerdir.

CEVAP:

Davalılardan ….. ve ….., dava konusu 139 ada, 3 parselin murislerinden intikal eden bir taşınmaz olmadığını, 5 numaralı parselin satışınında gerçek bir satış olduğunu, diğer devirlerinde davacıların bilgisi ve rızası dahilinde gerçekleştiğini, iddiaların gerçek olmadığını, taşınmazların değerinin artması nedeniyle talepte bulunduklarını, davacıların iradelerine uygun hareket ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

Davalılardan ….., davacıların dayanağını oluşturan tek olgunun ….. ile arkadaş olmaları olduğunu, kendisinin Nusaybin İlçesinde tanınan herkesle olumlu ilişkileri olan bir iş adamı olduğunu, davacıların ailevi durumundan kaynaklı ve sözde kendi rızaları dışında gerçekleşen bu tapu işlemleri yönünden kendisini ilgilendiren bir durumun söz konusu olmadığını, yatırım yapmak maksadıyla bu gayrimenkulü aldığını, kötüniyetli olmadığını, ihtiyati tedbirin şartlarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuş ve mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin ara kararının itirazen kaldırılmasını talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

Mahkemece, 05/01/2022 tarihli karar ile, talebin kabulü ile dava konusu Mardin ili, Nusaybin ilçesi Akçatarla Mah., 5 parsel numaralı taşınmazda davalı …..’ın payına; Mardin ili, Nusaybin ilçesi Akçatarla Mah., 105/11 parsel numaralı taşınmazda davalı …..’in payına; Mardin ili, Nusaybin ilçesi Akçatarla Mah., 121/3 parsel numaralı taşınmazda davalı ….. ve davalı …..’in paylarına; Mardin ili, Nusaybin ilçesi Akçatarla Mah., 7 parsel numaralı taşınmazda davalı …..’in payına ve Mardin ili, Nusaybin ilçesi Akçatarla Mah., 139/3 parsel numaralı taşınmazda davalı …..’in payına 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.

Söz konusu karara, davalılardan ….. vekili tarafından verilen dilekçe ile itiraz edilmesi üzerine Mahkemece 6100 sayılı HMK m. 394(4) hükmü uyarınca itiraz duruşmalı olarak incelenerek 23/02/2022 tarihli duruşmada alınan ara kararı ile ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilmiş ve bu hususta 24/02/2022 tarihli gerekçeli ara karar yazılmıştır.

Mahkemenin 24/02/2022 tarihli ara kararına karşı, davalılardan ….. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı, ihtiyati tedbirin mağduriyetine neden olduğunu, davacı tarafça hiç bir delil gösterilmeden ve mahkemece de gerekli araştırma yapılmadan verilen bu kararın kaldırılması gerektiğini, ihtiyati tedbirin şartlarının gerçekleşmediğini, devir işleminin üzerinden 3 yıl geçtiğini, davacıların kendisi yönünden dayanağını oluşturan tek olgunun ….. ile arkadaş olmaları olduğunu, kendisinin Nusaybin İçesinde tanınan herkesle olumlu ilişkileri olan bir iş adamı olduğunu, mahkemenin ihtiyati tedbir kararı ile mağdur olduğunu, davacıların ailevi durumundan kaynaklı ve sözde kendi rızaları dışında gerçekleşen bu tapu işlemleri yönünden kendisini ilgilendiren bir durumun olmadığını, yatırım yapmak maksadıyla taşınmazları aldığını, kötüniyetli olmadığını, bu yönde delil sunulmadığını ileri sürerek kararın kaldırılması için istinaf başvurusunda bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:

6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu, iptal tescil istemine ilişkindir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının geçici hukukî koruma talebinin kabulüne dair ara karara davalılardan …..’ın yaptığı itirazın reddi ara kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı, somut olayda ihtiyatî tedbirin koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

Davacının, davayı kazanması halinde, dava konusu mal ve hakka kavuşmasını daha dava sırasında (hatta davadan önce) güvence altına almaya yarayan tedbirlere ihtiyatî tedbir denir (Baki Kuru, Medenî Usul Hukuku El Kitabı, C. II, Ankara 2020, s. 1263).

6100 sayılı HMK’nin onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesesi, 389. madde başlığında “Geçici Hukuki Korumalar” olarak vasıflandırılış ve aynı maddenin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar ile takip edilmesi ve yapılması gerekli usul işlemleri açıklanmıştır.

HMK m. 390(3) hükmünde tedbir talep eden tarafın, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu ifade edilmiştir. 

Dosya içeriğinden, davanın tapu iptal, tescil istemiyle açıldığı, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, anılan karara davalılardan ….. tarafından itiraz edildiği, davalının itirazı hakkında verilen 24/02/2022 tarihli ara karara karşı davalılardan ….. tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.

Yukarıda açıklanan kanun hükümleri ve ilkeler ile maddi olay tespitleri doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; davacının tapu iptali ve tescil isteğiyle eldeki davayı açtığı, taraflarca ibraz edilen deliller ve tüm dosya kapsamına göre taşınmazın mülkiyetine (aynına) yönelik eldeki davada 6100 sayılı HMK m. 389 ve devamı hükümlerinde öngörülen koşulların oluştuğu, tedbir kararı verilmediği takdirde taşınmazın başka kişilere devir ve temlik edilerek davanın konusu ortadan kalkabileceğinden, taşınmazların aynına ilişkin olan işbu davada, dava konusu taşınmazların üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, dava konusu taşınmazın devir ve temlikine yönelik ihtiyati tedbire bir kısım kayıt maliki olan davalıların itiraz etmediği, bu nedenlerle de aynı ihtilaflı olan taşınmazlar hakkında verilen ihtiyati tedbir kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden ve dava dilekçesi içeriğinde itiraz eden davalıya ait taşınmazında bulunduğu anlaşıldığından davalılardan ….. vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.

Yukarıda anılan gerekçelerle, Mahkemenin yukarıda anılan ara kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmaması ve kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle, davalılardan ….. vekilinin ilk derece mahkemesinin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın m. 353(1)-b-1 hükmü uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/02/2022 tarihli, 2022/3 Esas sayılı ara kararına karşı davalılardan …..’ın yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,

2-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

4-6100 sayılı HMK’nin 359/4. maddesi uyarınca Dairemiz kararının tebliği işlemlerinin ilk derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,

Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nin 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/05/2022

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir