Zina davası 3.kişiye açılır mı? Esenyurt avukat olarak bu sorunun yanıtını “hayır 3.kişiye dava açılamaz” şeklinde verebiliriz. Zina sebebi ile boşanma davasının açılmasında 3.kişinin varlığından söz edilir. Bahsedilen kişi evlilik birliğinde yer alan tarafın ilişki kurduğu kişidir.
Zina yani aldatma olgusu, sadakatsizlik kapsamını oluşturur. Bu oluşumun sonucunda da aldatılan tarafın, boşanma davası açma hakkı meydana gelir. Türk medeni kanunu madde 161 içeriğine göre; Eşlerden biri zina yaparsa, diğer eş boşanma davası açabilir. Dava açmaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 ay içerisinde ve her durumda zina vakıasının üzerinden 5 yıl geçmesiyle dava hakkı düşer. Affeden tarafında dava açma hakkı yoktur.
Aldatan Eşin Sevgilisine Tazminat Davası
Zina davası 3.kişiye açılır mı sorusunun yanıtını, yazımıza başlarken açıklamıştık. Müvekkillerimizden gelen sorular neticesinde, neden 3.kişiye dava açılamayacağını da açıklamak isteriz. Türk medeni kanunu eski yasalarına göre, aldatmada yer alan 3.kişiye yönelik dava açılması mümkündü. Fakat açılan pek çok davanın ispat edilir haliyle görülmüştür ki; bahsi geçen 3.kişilerin taraflar arasındaki evlilikten haberi olmamaktadır ve yaşanılan bu durum sebebi ile kendileri de mağduriyet yaşamıştır. Sonuç olarak da kanunda yer alan 3.kişiye dava açma hakkı maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Yeni düzenlenen kanunla birlikte aldatılan eşin kanuni hakları; boşanma davası açma, maddi tazminat talebi, manevi tazminat talebi, mal paylaşımında öncelik alma vb. durumlar olarak yeniden düzenlenmiştir.
Zina Davası Tazminat
Zina davası 3.kişiye açılır mı sorusunu birkaç şekilde inceledikten sonra, bu davaya bağlı olarak meydana gelen tazminat hakkından bahsedeceğiz. Anlaşmalı boşanma davasının gerçekleşmesi için en temel unsur, boşanmanın maddi ve manevi sonuçlarında tarafların anlaşma sağlamasıdır. Bu sebeple de anlaşmalı boşanma davasındaki tazminat kararı, hâkim tarafından verilmez.
Çekişmeli boşanma davasında ise, gerek tazminat konusu hakkında gerekse diğer talepler konusunda karar verme yetkisi hâkime aittir. Fakat hâkim bu kararları verirken kanuni ölçütleri göz önünde bulundurmakla yükümlüdür. Kanuni ölçütlerin en başında gelen unsur ise “ispat yükümlülüğü” olmaktadır. Yani davacı taraf aldatmanın varlığını ispat edemezse tazminat hakkını alamaz. Ayrıca iddialar ispat edilemezse, zina sebebiyle boşanma davası da gerçekleşemez.