Ana sayfa » Meslek Hastalığı ve Hukuki Boyutu
meslek_hastalığı

Meslek Hastalığı ve Hukuki Boyutu

Meslek Hastalığı Nedir? 

Meslek hastalığı, sigortalı bir çalışanın mesleği dolayısıyla etkilendiği hastalık halidir. 

Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir (5510 Sayılı Kanun, m.14).

Çalışanların meslekleri dolayısıyla sahip oldukları hastalıkları, maddi ve manevi tazminat açma hakkı doğurur.

Meslek Hastalığı Grupları

  1. Baş arızaları (kafa kemikleri, nöroloji, nöröşirürji, psikiatri arıza ve hastalıkları)
  2. Göz arızaları
  3. Kulak arızaları
  4. Yüz arızaları
  5. Boyun arızaları
  6. Göğüs hastalıkları
  7. Omuz ve kol arızaları
  8. El bileği ve el arızaları
  9. El parmakları arızaları
  10. Omurga arızaları
  11. Karın hastalık ve arızaları,
  12. Pelvis ve alt ekstremite arızaları
  13. Endokrin, metabolizma, kollagen doku, periferik damar hastalıkları, hematolojik ve romotoid hastalıklar
  14. Deri arızaları ve yanıklar

Kaynak: Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü

Meslek Hastalığı ve Şartları

  1. Meslek hastalığına sahip kişi “işçi” olmalıdır. 4857 Sayılı İş Kanunu işçiyi, iş sözleşmesine dayalı gerçek kişi olarak tanımlamıştır. 
  2. İşçinin meslek hastalığı yardımlarından yararlanması için sigortasının yapılmış olması gereklidir. 
  3. Var olan hastalığın iş sırasında ya da iş dolayısıyla gerçekleşmiş olması gereklidir. 
  4. Yukarıda “Meslek Hastalığı Grupları” başlığı altında sayılan belirtiler gösterilmelidir.

İşverenin Sorumluluğu

İşverenin meslek hastalığından sorumlu tutulabilmesi için:

  • İşverenin kastı bulunmalıdır. 
  • İşverenin, İşçilerin Sağlığını Koruma ve İş Güvenliği ile ilgili mevzuata aykırı hareketi bulunmalıdır.
  • İşverenin suç sayılan bir eylemi bulunmalıdır. 

Meslek Hastalığı Tazminat

Meslek hastalığında maddi ve manevi tazminat açılabilir. Meslek hastalığında tazminat işverenin işçinin uğradığı her türlü zararı karşılaması için açılır. 

Manevi tazminat işçinin uğradığı her türlü kişilik değerlerini korumayı amaçlar. Kişilik değerleri bireylerin toplumsal anlamda sahip oldukları saygınlığını zedeleyen durumların önüne geçilmesini sağlar. 

Maddi tazminat, işçinin yaptığı iş kapsamında uğradığı zararları karşılamak üzere açılır. Tarafların sahip oldukları kusurların oranları, işçinin aldığı son gelir ve maluliyet (sakatlık) mevcutsa maluliyet oranı maddi tazminatın içeriğini belirler. 

 Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir (Borçlar Kanunu, m.56/1).

Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir (Borçlar Kanunu, m.56/2).

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Meslek hastalığı sonucunda kaybedilen kişinin yakınları ölen kişinin desteğinden mahrum kaldıkları için destekten yoksun kalma tazminatı açabilirler. 

Ölen kişinin ölümünden önce herhangi bir desteği olmasa dahi yakınları ölümden dolayı duydukları üzüntüyü gerekçe göstererek manevi tazminat açabilirler.

Meslek Hastalığında Zamanaşımı

Meslek hastalığının zamanaşımı 10 yıldır. Zamanaşımı, zararın öğrenildiği andan itibaren başlar. 

Covid-19 (Koronavirüs) Meslek Hastalığı Mıdır?

Farklı ülkelerde meslek hastalığı olarak kabul edilen Covid-19, çeşitli sağlık kuruluşlarının (TTB, SES) yaptıkları açıklamalar sonrasında Türkiye’de de meslek hastalığı olarak kabul edildi. 

Meslek Hastalığı ile İlgili Yargıtay Kararları

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilamında belirtilen gerekçelerle taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Kanun’un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır…” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin, anılan Kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı sonucu olarak davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun’un 87 ve 26. maddeleridir.
Eldeki davada; mahkemece, bozmaya uyularak alınan kusur raporunda, asıl işveren İSKİ’nin %10, davalı işverenler … İnş. San. Tic. Ltd. Şti. Nin %40, … A.Ş’nin %30 ve sigortalının %20 kusurlu olduğunun belirlendiği, hak sahibi tarafından Bakırköy 25 İş Mahkemesinde davalılar ile birlikte İSKİ aleyhine açılan tazminat davasında alınan kusur raporunda ise “davalılardan … Madencilik Şirketinin asıl işveren sıfatıyla İSKİ’den ihale yoluyla anahtar teslimi almış olduğu işin yapımını alt işveren davacıyı sigortalayan … İnşaatın işçisi olan davacının bu olayın meydana gelmesinde, davacının iş bu kazada işyerindeki çalışma arkadaşı ile koordinasyonu sağlamadan çalışması sırasında kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, kepçe ile kanal duvarı arasına girerek can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü anlaşıldığından % 20 oranında kusurlu kabul edilmiş, diğer davalılar asıl işveren … Madencilik ile alt işveren … İnşaatın müştereken % 80 oranında kusurlu oldukları, davalı İSKİ’nin ise ihale sonucu anahtar teslim suretiyle bu işi … Madencilik İnşaata verdiği, davalı İSKİ’nin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı” kabul edilmiş ve verilen karar Yargıtay (kapatılan) 21 HD 13/07/2017 tarihli onaması ile kesinleşmiştir.
Mahkemece tazminat dosyasında alınan kusur raporu, ile eldeki davada hükme esas alınan kusur raporu arasında çelişki ortaya çıkmakla, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınmalı ve hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları dikkate almaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 20/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Karar: 2021/12593).

Dava, tutulduğu meslek hastalığı sebebiyle sürekli iş göremezlik oranının tespiti ile fark gelirlerinin yasal faiziyle ödenmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 19/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Karar: 2021/12455).

Sitemizde bulunan diğer hukuki makalelerimize buradan ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir