Ana sayfa » Kadının Beyanı Esastır Ne Demektir?
cinsel taciz avukatlari

Kadının Beyanı Esastır Ne Demektir?

Kadının Beyanı Esastır İlkesi Nedir?

Kadının beyanı esastır ilkesi her ne kadar kamuoyunda genellikle kadın ne dediyse yargı kadının beyanı doğrultusunda karar verir şeklinde algılansa da bu gerçeklikten uzakta bir tutumdur. Nitekim böyle bir tutum yargının bağımsızlığını ve adaletini zedeler niteliktedir.  cinsel taciz avukatları

İşin aslıysa şöyledir: kadının beyanı esastır, cinsel suçlarda söz konusudur ve sadece kadınları değil çocukları da içerir. Cinsel suçların kanıtlanmasının ve delil toparlanmasının olayın özgünlüğü nedeniyle kısıtlı olması kadının beyanı esastır ilkesini doğurur. Bu durumlarda kadının ya da çocuğun beyanını esas tutarak kovuşturma aşamasına geçilmesiyle birlikte öne sürülen beyan delil niteliğinde ele alınır.  cinsel taciz avukatları

Kadınların ya da çocukların yaşadıkları cinsel istismarı açıkça dile getirmesi ve ifşalaması sosyolojik anlamda istismara maruz kalan bireyler özelinde zorluklar yaratıyor. Burada karşımıza toplumsal cinsiyet eşitsizliği dolayısıyla namus kavramının kadınlar üzerinden tartışılması ve bu konuyla paralel gelişen durumların kadınlar üzerinden yaptırıma tabi tutulması durumu yatıyor. Kadının beyanı esastır ilkesi ise zor olan bu durumu daha kolay getirmeyi hedefliyor. Yargıtay’ın içtihadına göre “Bir kadın ya da çocuk kendi şerefini ve namusunu da ortaya koyarak, kendisine cinsel istismarda bulunulduğuna dair bir iddiada bulunmaz. O nedenle somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapılır.” Yani sanılanın aksine kadın ne diyorsa yargı için kadının dediği doğrudur gibi bir tutum yoktur. 

Delil Yetersizliği

Cinsel saldırıya yönelik yeterli delilin bulunmadığı hallerde kadın ya da çocuğun beyanının sadece kovuşturma aşamasına geçişte değil kararın sonuçlanmasında da belirleyici rolü vardır. Özellikle sadece iki kişinin arasında geçen istismar durumlarında delil bulmak oldukça zordur. Böyle hallerde istismara uğrayan kişinin üzerinde bulunan meni lekeleri gibi ayırt edici deliller oldukça önem kazanıyor. 

Tüm bunlarla birlikte incelenen ve üzerinde durulan bir başka konu ise kadının böyle bir beyanda bulunurken bir menfaatinin olup olmamasının incelenmesidir. Bu faktör de kararın sonuçlanması üzerinde etkilidir.  cinsel taciz avukatları

Çocuklarda ise süreç çocuğun o yaşta bilmeyeceği cinsellik içeren durumları bilmesi, karanlıktan korkma, kendinden yaşça büyük karşı cins arkadaş edinmesi, yalnız kalmama isteği ve genellikle çizdiği resimler üzerinden anlaşılıyor.  cinsel taciz avukatları

“Kadın Beyanı Esastır” İlkesi Masumiyet Karinesine Aykırı Mıdır?

Masumiyet karinesi bir kişinin suçu kesinleşene kadar o kişinin masum olduğudur. Bu yüzden kovuşturma aşamasında “şüpheli”, yargılama aşamasında “sanık”, cezayı aldıktan sonra “suçlu” sıfatları kullanılır. Aynı durum cinsel istismar davaları için de geçerlidir. Dolayısıyla kadının beyanı esastır ilkesi masumiyet karinesine aykırı değildir.

6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliği ve İstanbul Sözleşmesi’nde Kadının Beyanı Esastır İlkesi

6284 Sayılı “İstanbul Sözleşmesi” madde 30’da tedbir kararının verilmesi hususunda 3.fıkra “Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir kararı, geciktirilmeksizin verilir.” şeklinde ifade edilerek koruma karara yönelik delil aranmaksızın kadının beyanının tedbir kararı için yeterliliğinden söz edilir. 

Kadının Beyanı Esastır İlkesine Yönelik Yargıtay Kararları Cinsel Taciz Avukatları

Cinsel Saldırı Suçunda Kadının Beyanı Esastır İlkesi 

Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan sanık …’nın TCK’nın 102/2, 102/5, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Mersin 4. Ağır Ağır Ceza Mahkemesince verilen 28.01.2013 tarihli ve 339-13 sayılı hükmün sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 21.11.2017 tarih ve 12410-5788 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 13.05.2019 tarih ve 22075 sayı ile özetle;

“…Sanık ve katılan mağdure hakkında alınan raporlardaki yaralanmalarının niteliğine, olay yerinin özelliklerine, katılan mağdurenin daha önceki ilişkilerine ve tanık beyanlarına göre; katılan mağdurenin, sanığın eylemine rızasının bulunduğu, bu nedenle atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.

CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesince 19.12.2019 tarih ve 4527-13455 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; katılan mağdurenin sanığın eylemine rızasının bulunup bulunmadığı, bu bağlamda sanığın üzerine atılı beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya kapsamından;

29.07.2011 tarihli olay yeri inceleme raporuna göre; katılan mağdure…’la yapılan görüşmede; katılan mağdurenin arkadaşı tanık … ve onun erkek arkadaşı sanık … ile gece aynı evde kaldıklarını, …’in sabah ikametten ayrıldığını, …’in ayrılmasından sonra …’ın kendisine yatak odasında tecavüz ettiğini, spermlerin üzerine ve tişörtüne bulaştığını, daha sonra tişörtünü banyoya götürüp üzerine su döktüğünü, kendisinin yıkandığını, sonra polis merkezine gittiğini beyan ettiği, ikamette herhangi bir dağınıklığın bulunmadığı, ikametin girişine göre sağ tarafta bulunan yatak odasında yatağın üzerinden siyah sütyen, gri renkli kadın külotu, lacivert renkli şort, beyaz ve turuncu renklerdeki çarşaf, banyoda bulunan pembe, siyah ve lila renklerindeki tişört ve katılan mağdurenin giymiş olduğu mavi renkli kadın külotunun çıkartılarak muhafaza altına alındığı,

29.07.2011 tarihli olay yeri krokisine göre; evin banyosunda ıslanmış bir kadın tişörtü, yatak odasında yatağın üzerinde bir sütyen, kırmızı ve mavi renlerde iki kadın külotu ve kadın şortu bulunduğu,

Mersin Devlet Hastanesince düzenlenen 29.07.2011 tarihli rapora göre; sanık …’nın sırtında hafif derecede kızarıklık olduğu,

Mersin Devlet Hastanesince düzenlenen 29.07.2011 tarihli rapora göre; katılan mağdurenin sağ elinin üstünde yer yer kızarıklık, sol kolunun ön kısmında eski morluk bulunduğu,

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesince düzenlenen 29.07.2011 tarihli rapora göre; katılan mağdureyle yapılan görüşmede katılan mağdurenin; sabah tanık …’in işe gittiğini, saat 10.00 sıralarında odasına sanığın geldiğini, kendisinden hoşlandığını söyleyip ellerini tuttuğunu, zorla ilişkiye girmeye çalışıp ağzını kapattığını, el bileğinin çok acıdığını, elbisesini sanığın çıkarttığını ve zorla kendisiyle ilişkiye girdiğini, tişörtüne sperm bulaştığını, anal ilişki yaşanmadığını, 6 yıl önce başkasıyla ilişkiye girdiği zaman kanama meydana geldiğini, ancak sanığın eyleminden sonra kanamasının olmadığını beyan ettiği, vajinal muayenesinde; hymenin anüler yapıda olduğu, saat 2 ve 5 hizalarında vajen kaidesine varan eski yırtıklar gözlendiği, diz-dirsek pozisyonunda yapılan anal muayenesinde; anal sfinkter tonusunun doğal olduğu, saat 6 ve 12 hizalarında hemorid paeklerinin saptandığı, kronik veya okut livotonın tıbbi delillerine ait bulguya rastlanmadığı genel vücut muayenesinde; katılan mağdurenin sol el bileğinin dorsalinde 2 adet 1×1 cm uzunluğunda elindeki bilekliğin şekliyle uyumlu hiperemik alan görüldüğünün mütalaa edildiği,

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesince düzenlenen 18.08.2011 tarihli raporu göre; katılan mağdureye ait vajinal ve anal sürüntüde sperm saptanmadığı, katıla mağdurenin yaşadığı olaya bağlı olarak ruh sağlığının bozulup bozulmadığının bir ay sonra tekrar değerlendirilmesinin gerektiği,

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 13.04.2012 tarihli rapora göre; katılan mağdurede yaşadığı iddia edilen olaya bağlı olarak travma sonrası stres bozukluğunun saptandığı ve ruh sağlığının bozulduğunun mütalaa edildiği,

İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalınca düzenlenen 24.01.2012 tarihli rapora göre; katılan mağdureyle yapılan görüşmede aşamalardaki beyanına ek olarak; sanığın “5 dakika istiyorum. Sakin dur. Sendeki bu şeyin ne olduğunu öğrenmek istiyorum.” dediğini, sanığın, bir yere kadar sadece elleyip bırakacağını düşündüğünü, sürekli ağlayıp ona yalvardığını, boşta kalan eliyle sanığın sırtına tırnaklarını geçirdiğini, sanığın “Canımı yaktığını mı zannediyorsun?” şeklinde kendisine soru yönelttiğini, kendisinin bacaklarını kapattığını, sonra sanığın “Aç.” diyerek bağırdığını, bir noktadan sonra sanığa direnmeye gücünün kalmadığını, üzerine boşaldığını, sanığın duş aldığı esnada kendisinin odada yerde oturup ağladığını, duştan çıkan sanığın, kendisini de duşa soktuğunu, üzerini neyle sildiğini sorduğunu, sonra tişörtü getirerek önüne attığını ve onu da yıkamasını istediğini, katılan mağdurenin yaşadığını ifade ettiği olaya bağlı olarak ortaya çıkan travma sonrası stres bozukluğunun etkilerinin orta-ağır düzeyde olduğu, verdiği bilgilerin birbirleriyle tutarlılık gösterdiği ve bu bilgilere güvenilebileceği, olay sonrasında ruhsal zorlukların ortaya çıktığı ve bu zorlukların yaşadığı olay ve neticeleriyle bağlantılı olduğunun değerlendirildiği, katılan mağdurenin öyküsü ve ayrıntılı ruhsal durum muayenesinde saptanan travma bulgularının anlattığı cinsel saldırı öyküsüyle uyumlu bulunduğu,

Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 10.08.2011 tarihli uzmanlık raporuna göre; katılan mağdureye ait tişört üzerinde bulunan ve vücut sıvısı olabileceği değerlendirilen şüpheli lekenin genetik analizlere cevap vermediği, ancak katılan mağdurenin külotundan alınan vücut sıvısı örneğinin sanıktan alınan kuru kan örneğiyle uyumlu olduğu,

Güven Sitesi Yönetim Kurulu Başkanlığının 10.04.2012 tarihli yazısına göre; 29.07.2011 tarihli olayın görüntülerinin mevcut olmadığı, kamera sistemlerinin bir aylık görüntülerinin yedeklediği, bu süreden sonra görüntülerin otomatik olarak silindiği bilgisinin verildiği,

Anlaşılmaktadır.

Katılan mağdure… Kollukta; Mersin ilinde öğrenci olduğunu, yaz okulu için arkadaşı tanık …’in evinde kaldığını, sanıkla mayıs ayında tanıştıklarını, olaydan bir gün önce sanığın akşam eve geldiğini, hep birlikte bir miktar alkol aldıklarını, daha sonra kendisinin odasına geçerek yattığını, hava sıcak olduğu için odanın kapısının aralıklı olduğunu, sabah uyuduğu esnada sanığın odaya girdiğini, uykusunun hafif olması nedeniyle uyandığını, sanığın kendisine “Uyanık mısın?” dediğini, sanığa neden işe gitmediğini sorduğunu, sanığın ise arkadaşını işe gönderdiğini, kendisinin öğleden sonra gideceğini belirttiğini, sanığa “Tamam o zaman. Benim uykum var.” dediğini, sanığın “Sen de uyuma.” şeklinde cevap vererek yatağın yanına oturduğunu, gece havanın çok sıcak olduğu hakkında bir müddet konuştuklarını, sanığın yatakta yanına doğru uzanması üzerine ona “Ne yapıyorsun? Git uyuyacağım.” dediğini, sanığın yine de yatağa uzandığını ve elini başının altına koyduğunu, sanığa tekrar “Ne yapıyorsun?” dediğini, sanığın “Sende beni çeken bir şey var. Ne olduğunu anlamadım. Merak ediyorum. Sana dokunmak istiyorum.” demesi üzerine yataktan kalkmak istediğini, bu esnada sanığın, kolundan tutarak kendisini çekip yatağa yatırdığını, yanaklarından ve dudağından öpmeye başladığını, ona karşı koymaya çalışmasına rağmen sanığın, kolundan tutarak yataktan kalkmasını engellediğini, sanığa “Seni istemiyorum.” dediğini, sanığın kendisine “Neden istemiyorsun?” şeklinde soru sorması üzerine sanığa “Arkadaşın … var. Buna rağmen nasıl yapıyorsun?” diyerek tepki gösterdiğini bunun üzerine sanığın “… benim umurumda değil. Ben seni görmek için geliyorum.” şeklinde cevap verdiğini, sanığa olayı …’e anlatacağını söylediğini, bunun üzerine sanığın “Sana kimse inanmaz.” diyerek eliyle önce göğüslerini sonra cinsel organını okşamaya başladığını, bir ayağıyla bacağına bastırdığını, sanığa karşı koymaya çalıştıkça elinden tutup bacağıyla bacağına bastırarak kalkmasını önlediğini, sanığın “Beş dakika rahat dur. Sana bir şey yapmayacağım. Bacaklarını aç.” dediğini, kendisinin “Hayır.” diyerek ona izin vermemeye çalıştığını, ancak sanığın, üzerine çıktığını, bacaklarının arasına girdiğini, “Beş dakika rahat dur. Sendeki bu beni çeken şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum.” şeklinde konuşmaya devam ettiğini, cinsel organını çıkardığını, sanığın zorlamasıyla onun cinsel organını tutmak zorunda kaldığını, “İmdat.” diyerek bağırması üzerine sanığın, ağzını kapattığını, bağırmasına engel olduğunu, sanığın zor kullanarak üstündeki şort ve çamaşırını çıkarıp üzerine abandığını, cinsel organını sokarak bir müddet bu şekilde hareket ettiğini, daha sonra cinsel organını çıkararak karın bölgesine boşaldığını, kendisine “Hamile kalmak istemiyorsan duşa gir.” dediğini, tişörtünü çıkararak karın bölgesindeki spermleri sildiğini, sanığın banyoya girip çıktığını, daha sonra kendisinin banyoya girdiğini, tişörtünü odadan sanığın aldığını ve kendisine vererek “Bunu yıka.” dediğini, duş aldığı esnada tişörtün biraz ıslandığını, duştan çıktıktan sonra sanığın giyinmiş olduğunu ve kendisine, “Sende ne varsa beni bu şekilde çekiyor. Tamamen benim olmanı istiyorum.” diyerek evden gittiğini, daha sonra tekrar telefonla arayıp aynı şeyleri tekrar ettiğini, telefonu sanığın yüzüne kapattığını, 20 dakika kadar sonra sanığın eve gelerek evde parasının olduğunu söylediğini, bu esnada evde tanık…’nin de olduğunu, sanığın evden uzaklaşması için evi kontrol ettiklerini ancak para bulamadıklarını, sanığa balkondan “Yok.” diyerek seslendiklerini, bunun üzerine sanığın ayrıldığını, olay esnasında karşı koymak için sanığın sağ omzunun arka kısmına ve sağ koluna tırnaklarını geçirdiğini, kendisini sanığın zorla yatakta tutmaya çalıştığını, her iki elini tutarak sıktığı için elinde morluklar oluştuğunu, 6 yıl önce kendi isteğiyle bir başka kişiyle cinsel ilişkiye girdiğini,

Önceki beyanına ek ve önceki beyanından farklı olarak Mahkemede; sanığa karşı kesinlikle tensel temaslarda bulunmadığını, aksine sanığın bu yönde davranışlar sergilediğini, kendisine rızasına aykırı bir şekilde sahip olduktan sonra zorla banyoya soktuğunu, üzerindeki tişörtü ve boşaldığı yerleri yıkattığını, sonra sanığın da duş aldığını ve tekrar kendisine dokunmaya çalıştığını, ancak ona müsaade etmemesi üzerine sanığın evden ayrıldığını, ardından tanık…’yi telefonla aradığını, …’nin eve geldiğini, bu sırada sanığın tekrar gelerek bağırıp çağırdığını, kapıları yumrukladığını ve gittiğini, kaldığı odanın penceresinin o gün kapalı olduğunu, sanığın kendisine hukuk derslerinde tanık …’in teklifiyle yardım ettiğini, olay günü evde para görmediğini, sanığın eve tekrar gelmek için böyle bir bahane uydurduğunu düşündüğünü, kendisinin perişan hâlini…’nin de gördüğünü,

Tanık… …Kollukta; olay günü saat 11.00 sıralarında katılan mağdurenin kendisini telefonla aradığını, ağlayarak “Lütfen gel.” dediğini, hemen katılan mağdurenin yanına gi0ttiğini, katılan mağdurenin ağlayarak kendisine sarıldığını, ona ne olduğunu sorduğunda sanığın tecavüzüne uğradığını ifade ettiğini, katılan mağdureyle konuşmaları sırasında sanığın telefonla sürekli katılan mağdureyi aradığını, katılan mağdurenin telefonunu açmadığını, sanık tekrar arayınca kendisinin telefona cevap verdiğini, sanığın evin kapısına geldiğini, evde para düşürdüğünü, eve girmesi gerektiğini söylediğini, katılan mağdurenin kapıyı kilitlediğini, sanığın binanın dışına çıkarak “Kapıyı açın. Benim parayı almam lazım.” dediğini, katılan mağdureyle evde para arayıp parayı bulamadıklarını, sanığa balkondan evde para olmadığını söylediklerini, bunun üzerine sanığın oradan ayrıldığını, kendisinin kardeşini telefonla aradığını ve emniyet amirliğine gittiklerini,

Önceki beyanına ek ve önceki beyanından farklı olarak Savcılıkta; eve gittiğinde katılan mağdurenin yattığı odada bulunan yatağın üzerindeki çarşafın dağınık vaziyette olduğunu, başka bir dağınıklığa rastlamadığını, katılan mağdurenin banyosunu yapmış ve giyinik hâlde olduğunu, kendisinin yarım saat evde kaldığını, katılan mağdurenin bu zaman diliminde sürekli ağlamadığını, onun yanına gittiğinde kendisinin “Bir avukat bunu nasıl yapar? Bunu yapan bir avukatın psikopat olması gerekir.” şeklinde sözler sarf ettiğini, katılan mağdurenin kendisini tasdik ettiğini, olay yerinin tecavüze uğramış bir insanın bulunduğu ev görüntüsünü vermediğini, katılan mağdurenin duş almış olmasının yanı sıra kapı ve pencerelerin de açık olmasının kendisine tuhaf göründüğünü, olaydan sonra katılan mağdureye ne yaptığını sorduğunu, katılan mağdurenin ağabeyi ve yengesinin geldiklerini, alışveriş yaptıklarını söylediğini, bu durumu da tuhaf karşıladığını, olaydan iki gün sonra katılan mağdurenin kaldığı oteli aradığını, otelde çalışanların katılan mağdurenin sahilde olduğunu söylediklerini, yine olaydan birkaç gün sonra katılan mağdureyle görüştüğünde katılan mağdurenin “Facebook” isimli arkadaşlık sitesinden sanık ve tanık …’i takip ettiğini ve ilişkilerinin devam ettiğini gördüğünü ve bunun üzerine “Yaşananlara rağmen bu ilişki neden hâlâ devam eder?” diyerek yakındığını, cinsel taciz avukatları

Mahkemede önceki beyanlarına ek ve önceki beyanlarından farklı olarak; katılan mağdurenin kendisini telefonla aradığını, telefonda kendisine bir şey söylemediğini, yanına gittiğinde sanığın kendisine tecavüz ettiğini ifade ettiğini, evdeyken kapının zilinin çaldığını, kapıyı açmadıklarını, balkondan baktıklarında sanığın evde para unuttuğunu söylediğini, evi kontrol ettiklerinde para bulamadıklarını, sanığın oradan ayrıldığını, telefonla tanık …’i arayıp ona olayı anlattığını, …’in “Madem öyle karakola gidip şikâyet edin.” dediğini, …’le görüşünceye kadar katılan mağdurenin karakola gitmek gibi bir düşüncesinin olmadığını, telefonla aradığı kardeşi ve kardeşinin arkadaşı olan polis memuru tanık …’la birlikte katılan mağdureyi İlçe Emniyet Amirliğine götürdüklerini, o gece katılan mağdurenin otelde kaldığını öğrendiğini, katılan mağdurede sinir krizi ve ağlama gibi bir durum görmediğini, olayın şokunu atlattıktan sonra katılan mağdurenin anlattıklarının kendisine inandırıcı gelmediğini, bir daha da onu arayıp sormadığını,

Tanık … Kollukta; olaydan bir gün önce saat 21.00 sıralarında katılan mağdureyle oturdukları sırada yaklaşık 5 yıllık erkek arkadaşı olan sanığın da eve geldiğini, katılan mağdureyle sanığın tanışıklığının bulunduğunu, sanığın daha önce katılan mağdureye ders çalıştırmış olduğunu, hep birlikte az miktarda alkol aldıklarını, gece saat 02.00 sıralarında herkesin ayrı odalarda uyuduğunu, saat 07.30’da işe gitmek için uyandığını ve sanığı da işe gitmesi için uyandırdığını, saat 10.00 sıralarında sanığı telefonla arayıp işe gidip gitmediğini sorduğunu, sanığın işe gittiğini ve başka bir yere geçmekte olduğunu belirttiğini, gelen seslerden sanığın bir aracın içerisinde olduğunu anladığını, saat 13.00 sıralarında katılan mağdurenin sanığın tecavüzüne uğradığını duyduğunda şaşırdığını, hemen emniyet amirliğine katılan mağdurenin yanına gittiğini, katılan mağdurenin, sanığın kendisine zorla sahip olduğunu, bağırmak istediğinde eliyle ağzını kapattığını söylediğini, katılan mağdureyle 3 yıldır arkadaş olduklarını, bu dönemde katılan mağdurenin zaman zaman kendi erkek arkadaşıyla gelerek aynı odada kaldıklarını, katılan mağdurenin sanıkla konuştuğu vakitlerde ona el şakaları yaptığını, tensel temaslarının olduğunu, ancak kendisinin bu konuda şüphelenmediğini, evinin birinci katta bulunduğunu, katılan mağdurenin kaldığı odanın bahçe kısmına baktığını, havanın sıcak olması sebebiyle kapı ve pencerelerin açık olduğunu, odadan birisinin bağırması hâlinde dışarıdan seslerin muhakkak duyulacağını, sanığın olaydan bir gün önce gece geldiğinde elinde çanta olduğunu ancak içinde para olup olmadığını bilmediğini, cinsel taciz avukatları

Önceki beyanlarında ek ve önceki beyanlarından farklı olarak Savcılıkta; yaz okuluna kalmış olması nedeniyle katılan mağdureyi misafir ettiğini, bu dönemde katılan mağdurenin sanıkla tanıştığını ve 5-6 kez görüştüklerini, bir defasında kendisinin evde olmadığı bir vakit sanığın katılan mağdureye hukuk derslerinde yardımcı olduğunu, sanığın eve geldiği zamanlarda katılan mağdurenin sanığa el şakası yaptığını, bu nedenle sanığı uyardığını, sanığın “Ben ne yapabilirim? Kendisi yapıyor.” şeklinde cevap verdiğini, bir arkadaşının ayrılmış olduğu sevgilisiyle katılan mağdurenin birlikte olduğunu, bu nedenle kendisinin sanığı uyarma ihtiyacı hissettiğini, gece alkol aldıklarını, herkesin ayrı odalarda yattığını, katılan mağdurenin bu esnada telefonda erkek arkadaşıyla konuşup tartıştığını duyduğunu, sabah olduğunda sanığı uyandırıp ona “Ben çıkıyorum.” dediğini ve evden ayrıldığını, bir süre sonra tanık…’nin telefonla arayıp sanığın katılan mağdureye tecavüz ettiğini söylediğini, bunun üzerine emniyet amirliğine gittiğini, ancak katılan mağdurenin tavırlarında tecavüze uğramış bir insan hâli görmediğini, olay tarihinde havanın sıcak olduğunu, balkon kapısının ve pencerelerin açık olduğunu, evin dışında birilerinin sürekli oturup sohbet ettiklerini, evin içerisinde olağandışı en ufak bir gürültü olması durumunda dışarıdakilerin duyacağını, olaydan sonra sanıkla ilişkisini bitirdiğini ancak insani nedenlerden dolayı ifade verdiğini, olaydan bir gün önce sanığın gülümseyerek elinde bulunan bir miktar parayı gösterip yattığı odaya geçtiğini, akşam yatarken katılan mağdurenin odasının kapısını kapattığını, olay tarihinde katılan mağdurenin bir erkek arkadaşı olduğunu, bazen sanıkla olan ilişkileri konusunda katılan mağdureyle konuştuklarını, katılan mağdurenin kendisine “Burak’ın önü açık. İyi para kazanır. Rahat edersin. Ama benim için o söz konusu değil.” dediğini, bazen katılan mağdurenin annesiyle kendisinin de konuştuğunu, annesininde katılan mağdurenin varlıklı birisiyle evlenip geleceğini garanti altına almasını istediğini söylediği, cinsel taciz avukatları

Mahkemede önceki beyanlarına ek ve önceki beyanlarından farklı olarak; işe gitmek için sabah uyandığında katılan mağdurenin uyuduğu odanın kapısının açık olduğunu, olaydan bir gün sonra kaldığı oteli telefonla arayıp onunla görüştüğünü, olayın ayrıntısını sorduğunda katılan mağdurenin olayı kendisine olay yeri inceleme ekibine anlattığından daha farklı aktardığını, sanığın katılan mağdureye zorla bu şekilde bir davranışta bulunduğunu düşünmediğini, sanıkla arkadaşlıkları boyunca kendisinin hiçbir zaman böyle bir davranışa maruz kalmadığını ve sanıkla cinsel ilişki kurmadıklarını, katılan mağdurenin sanığa karşı bir hayranlık duygusu içinde olduğunu düşündüğünü, sanığın kolundan tutarak “Ne kadar güçlüsün.” şeklinde yorum yaptığını, sanıkla olan ilişkisini katılan mağdurenin bozarak sanıkla bir ilişkiye başlamak düşüncesinde olabileceğini, kendisinin sanıktan ayrıldığını, katılan mağdureyle artık görüşmediğini, cinsel taciz avukatları

Tanık … Savcılıkta; sitenin güvenlik görevlisi olduğunu, olayın olduğu saatte sitede olduğunu, ancak herhangi bir bağırma veya yardım sesi duymadığını, sitede aynı anda iki güvenlik görevlisinin çalıştığını, kendisinin olayın yaşandığı daireye 25 metre mesafede olduğunu, olayın gerçekleştiği saatte çim biçme makinesinin çalıştığını, bu yüzden herhangi bir ses duymamış olabileceklerini,

Mahkemede; olay günü sıra dışı bir şey görmediğini, aile kavgaları gibi durumlarda site sakinlerinin de güvenliğe bilgi verdiğini,

Tanık Mehmet Cihan Fatih Savcılıkta; olayın olduğu saatte site içerisinde olduğunu, herhangi bir bağırma veya yardım sesi duymadığını, olayın gerçekleştiği yerin kendi görev noktasına ters istikamette kaldığını, arada 3 apartmanın bulunduğunu, görev noktasının işlek olması nedeniyle bir ses duymadığını, bulunduğu yerden olayın gerçekleştiği dairenin görünmediğini,

Mahkemede; herhangi bir şey görmediğini, duymadığını, cinsel taciz avukatları

Tanık … Mahkemede; katılan mağdurenin erkek arkadaşı olduğunu, katılan mağdurenin saat 10.30 sıralarında kendisini telefonla arayıp olayı anlattığını, kendisinin vatani görevini yapması sebebiyle başka bir yerde olduğunu, katılan mağdureye en yakınındaki arkadaşıyla iletişime geçmesini söylediğini, tanık…, katılan mağdurenin yanına gittikten sonra onunla telefonda konuştuğunu, ona hiçbir yere çıkmamalarını ve hiçbir şeye dokunmamaları gerektiğini tavsiye ettiğini, tanık…’den sanığın telefon numarasını alıp sanığı aradığını, sanığın telaşlı bir hâlinin olduğunu, kendisine net bir şey söylemediğini, bu olay nedeniyle katılan mağdureyle nişanlanma planlarının iptal olduğunu, akşam üzeri sanığı tekrar telefonla aradığını, sanığın ilişkinin rızaya dayalı olduğunu söylediğini ancak bu söylemin kendisine hiç inandırıcı gelmediğini,

Tanık Ali Kemal Yıldız Mahkemede; olay günü tanık…’nin kendisini telefonla arayıp çağırdığını, karakola gitmek istediklerini söylediklerini, katılan mağdurenin moralinin bozuk olduğunu, tecavüze uğramış ya da normal olmayan bir hâlinin bulunmadığını,

Tanık Doğan Başdar Mahkemede; katılan mağdurenin ağabeyinin arkadaşı olduğunu, olayı duyunca destek olmak için onların yanına gittiğini, önce otelde sonra bir alışveriş merkezinde ne yapacaklarını konuştuklarını, olaydan sonra katılan mağdurenin perişan bir hâlinin olduğunu,

Tanık … Mahkemede; katılan mağdurenin ağabeyiyle evli olduğunu, akşam vakitlerinde katılan mağdurenin telefonla arayıp ağlamaklı bir ses tonuyla konuştuğunu, İstanbul’dan hemen Mersin’e gittiklerini, katılan mağdurenin çok üzgün ve perişan bir hâlinin olduğunu,

Tanık Hüseyin Akbal Mahkemede; sanığın arkadaşı olduğunu, katılan mağdure ve tanık …’le içkili bir mekanda mayıs veya haziran ayının bir gününde saat 20.00 sıralarında tanıştığını, hep birlikte alkol aldıklarını, sanığın katılan mağdureye ve tanık …’e yaklaşımının aynı olduğunu, katılan mağdure ve tanık …’in de sanığa aynı şekilde davrandıklarını, bu yüzden sanığa sevgilisinin kim olduğunu sorduğunu, cinsel taciz avukatları

Beyan etmişlerdir.

Sanık … Kollukta; katılan mağdureyi tanıdığını, olaydan bir gün önce kız arkadaşı tanık …’in ikametine gittiğini, hep birlikte alkol aldıklarını, katılan mağdurenin müstehcen fıkralar anlattığını, sohbetleri bittikten sonra herkesin farklı odalarda yattığını, saat 07.30 sıralarında tanık …’in kendisini uyandırarak işe gittiğini, kendisinin tekrar uyuduğunu, saat 10.00 sıralarında uyanarak giyindiğini, katılan mağdureye uyanıp uyanmadığını sorduğunu, katılan mağdurenin uyandığını söyleyip yanına geldiğini, kollarına dokunduğunu kendisine, “Sen çok güçlü bir erkeksin.” dediğini, elleriyle yüzüne ve vücuduna dokunup “Seninle birlikte olmak istiyorum. Ben bakire değilim. Seni çok beğeniyorum.” şeklinde konuşmaya ve vücuduna dokunmaya devam ettiğini, yüzünü öpüp elinden tutarak kendisini yatağa çektiğini, “İlişkiye girelim.” diyerek soyunması üzerine kendisinin de soyunduğunu ve birlikte olduklarını, yatakta sohbet ettiklerini, “Nasıl beni beğendin mi? Seni mutlu edebildim mi? Hoşuna gitti mi? Ben bunun tekrarını istiyorum. Tekrar ilişkiye girmek istiyorum.” şeklinde konuştuğunu, bunun üzerine katılan mağdureye kendisinin bir kız arkadaşı olduğunu, bir daha böyle bir şeyin yaşanmayacağını söylediğini, katılan mağdurenin ise sinirlenerek kendisine “Nasıl yani?” şeklinde tepki gösterdiğini, kendisinin yataktan kalkarak duş almaya gittiğini, katılan mağdurenin “Benden memnun kalmadın mı? Niye beni istemiyorsun?” şeklinde sorular sorduğunu, katılan mağdureye bu ilişkinin anlık olarak yaşanmış bir şey olduğunu söyleyip duştan çıktığını, giyindiğini, katılan mağdurenin de duş alıp çıktığını ve tekrar ciddi bir beraberlik istediğini ifade ettiğini, kendisinin katılan mağdureye zaten kız arkadaşı olduğunu, bu teklifi kabul etmediğini belirttiğini, katılan mağdurenin kendisini kapıdan uğurlarken “Bu konuyu seninle tekrar konuşmak istiyorum.” diyerek seslendiğini, iş yerine vardığında pantolonunun cebinde parasının bir kısmının olmadığını farkettiğini, katılan mağdureyi telefonla aradığını, ancak katılan mağdurenin telefona cevap vermemesi üzerine ona “Paramı evde düşürmüşüm.” şeklinde mesaj attığını, cevap gelmeyince eve giderek kapının zilini çaldığını, katılan mağdurenin kapıyı açmaması üzerine aşağı inip “Neden kapıyı açmıyorsun?” dediğini, katılan mağdurenin yine cevap vermediğini, evde bulunan başka bir kızın evde para olmadığını söylediğini, daha sonra kız arkadaşı tanık …’in kendisine “Gidecekmişsin. Para yok.” şeklinde mesaj attığını, evde başka bir kız olması nedeniyle de müsait olmadıklarını düşündüğünü, iş yerine döndüğünü, katılan mağdureyi zorlamadığını, rızalarıyla ilişkiye girdiklerini, stajyer avukat olduğunu, bu tür eylemlerin sonuçlarını bildiğini, cinsel taciz avukatları

Önceki beyanına ek olarak Mahkemede; katılan mağdureyle 2011 yılının Mayıs ayında tanıştığını, kız arkadaşı tanık … ve katılan mağdureyle birlikte olduğu ortamlarda katılan mağdurenin kendisine sürekli yakın davrandığını, ilgi gösterip el temasında bulunduğunu, kendisinin ise mümkün olduğunca ondan uzak durduğunu, olay günü sabah uyandığında katılan mağdurenin yattığı odanın kapısının aralıklı olduğunu, katılan mağdurenin uyanmış olduğunu gördüğü için ona “Günaydın.” dediğini, katılan mağdurenin kalkıp yanına geldiğini, kendisini tutup yatağa çektiğini ve birlikte olduklarını, katılan mağdurenin bu şekilde davranmasının sebebinin kendisini tanık …’ten ayırmak olduğunu düşündüğünü, olayın yaz ayında meydana geldiğini, kapı ve pencerelerin sürekli açık olduğunu, eve geldiğinde katılan mağdurenin kapıyı açmadığını, tanık…’nin de evde olması sebebiyle bir işlerinin olduğunu düşünüp kapıyı açmamalarının sebebini merak etmediğini, olay günü 300 TL parasının kaybolduğunu, cinsel ilişkinin saat 9.30-10.00 sıralarında yaşandığını, tanık …’in saat 7.30’da çıktığını, kendi mesaisinin 9.00’da başlaması nedeniyle …’le birlikte çıkmadığını, katılan mağdureye daha önce ders çalıştırdığını, bu yüzden bir iki gün kadar baş başa kaldıkları zamanların olduğunu, katılan mağdurenin kendisine yönelik sırnaşıkça davranışlarını tanık …’in de fark ettiğini, …’in kendisini uyarması üzerine ona “Ben bir şey yapmıyorum. Ne yapabilirim?” dediğini savunmuştur. cinsel taciz avukatları

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Cinsel saldırı” başlığını taşıyan 102. maddesi;

“1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.

3) Suçun;

a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,

d) Silâhla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,

İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır. cinsel taciz avukatları

4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.

5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.

6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 58. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu;

“(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.

(3) Suçun;

a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,

d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,

e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır. cinsel taciz avukatları

(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.” hâlini almıştır. cinsel taciz avukatları

Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan maddenin ilk fıkrasında cinsel saldırı suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında ise vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır.

Korunan hukukî değer, kişilerin cinsel özgürlüğü ve dokunulmazlığıdır. Ccinsel saldırı suçunda failin kadın ya da erkek, evli veya bekâr olması mümkündür. Fail ile mağdurun farklı ya da aynı cinsiyetten olması da önemli değildir. Ancak, TCK’nın 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçunun mağdurunun on sekiz yaşını tamamlamış olması gerekir. Cinsel saldırı kasten işlenebilir ve failin kastının suçun kanuni tanımındaki tüm unsurları, yani mağduru, cinsel davranışı, vücut dokunulmazlığının ihlalini ve mağdurun rıza göstermediğini kapsaması gerekir. Bu suçla korunan hukuki yarar üzerinde tasarrufta bulunabilen cinsel özgürlük olduğundan hukuki sınırlar içerisinde kalması şartıyla rızaya ehil mağdurun cinsel davranışa göstereceği rıza, fiili hukuka uygun hale getirecektir. Maddenin ikinci fıkrasındaki nitelikli halin oluşması için vücuda organ veya sair cismin sorulması gerekir.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Yaz okulu için arkadaşı tanık …’in evinde ikamet eden ve tanık …’in erkek arkadaşı olan sanıkla tanışıklığı bulunan katılan mağdurenin olaydan bir gün önce sanık ve tanık …’le gece geç vakte kadar oturup alkol aldıkları, daha sonra herkesin ayrı odalarda uyuduğu, sabah olduğunda katılan mağdurenin kaldığı odanın hafif aralıklı kapısını sanığın açıp içeri girdiğini, kendisine “Uyanık mısın?” dediğini, sanığa işe gitmeme sebebini sorduğunu, sanığın kendisinin yerine arkadaşını işe gönderdiğini söylediğini, bunun üzerine sanığa uykusunun olduğunu belirttiğini, sanığın kendisinden uyumamasını isteyip yatağın yanına oturduğunu, bir müddet konuştuklarını, daha sonra sanığın yatağa uzandığını, sanıktan gitmesini istediğini, sanığın “Sende beni çeken bir şey var. Ne olduğunu anlamadım. Merak ediyorum. Sana dokunmak istiyorum.” dediğini, yataktan kalkmaya çalıştığı esnada sanığın kolundan tutup kendisini yatağa yatırdığını, yanağından ve dudağından öpmeye başladığını, sanığa direnmeye çalıştığını ancak sanığın durmayıp göğüslerini ve cinsel organını okşadığını, bir ayağıyla bacağını sabitlediğini, yataktan kalkmasını engellediğini, “Beş dakika rahat dur. Sana bir şey yapmayacağım. Bacaklarını aç.” dediğini, zorla bacaklarını açıp üzerine çıktığını, “Sendeki bu şeyin ne olduğunu merak ediyorum.” dediğini, cinsel organını çıkartıp kendisine zorla tutturduğunu, şortunu indirip cinsel organını kendi cinsel organına soktuğunu, daha sonra cinsel organını çıkarıp üzerine boşaldığını iddia ettiği; sanığın ise uyandıktan sonra katılan mağdureye “Uyandın mı?” diyerek seslendiğini, katılan mağdurenin kalkıp yanına geldiğini, kollarına ve yüzüne dokunup “Sen çok güçlü bir erkeksin. Seninle birlikte olmak istiyorum. Bakire değilim. Seni çok beğeniyorum.” dediğini, daha sonra cinsel ilişkiye girdiklerini, “Seni mutlu edebildim mi? Hoşuna gitti mi? Ben bunun devamını istiyorum. Tekrar ilişkiye girmek istiyorum.” şeklinde konuştuğunu, kendisinin katılan mağdureye “Zaten benim bir arkadaşım var. Bu bir daha olmayacak.” diyerek cevap verdiğini, bunun üzerine katılan mağdurenin sinirlendiğini, kendisinin ise yataktan kalkıp duş aldığını, katılan mağdurenin de duş aldığını, sonra tekrar “Ben ciddi bir birliktelik kurmak istiyorum.” diyerek üstelediğini, kendisinin yine bu teklifi kabul etmediğini, işe gitmek için giyinip çıktığını, katılan mağdurenin kendisini evden çıkarken uğurladığını, konuyu tekrar konuşmak istediğini söylediğini, katılan mağdurenin rızası dahilinde onunla ilişkiye girdiğini savunduğu olayda;

Katılan mağdurenin aşamalarda istikrarlı olarak sanığın kendisiyle zorla cinsel ilişkiye girdiğini beyan etmesi, sitenin güvenlik görevlisi tanık …’ın olayın olduğu saatlerde çim biçme makinesi çalıştığı için ses duymamış olabileceklerini, diğer güvenlik görevlisi tanık …’ın ise olayın olduğu dairenin kendi görev noktasına ters istikamette olduğunu ifade etmesi, katılan mağdurenin erkek arkadaşı tanık Abdullah’ın olaydan hemen sonra katılan mağdurenin ağlamaklı bir ses tonuyla kendisini telefonla arayıp olayı anlattığını, kendisinin ise katılan mağdureye derhal en yakınındaki arkadaşına ulaşmasını tembihlediğini belirtmesi, katılan mağdurenin saat 11.00 sıralarında arkadaşı tanık…’yi telefonla arayıp eve çağırması, tanık…’nin soruşturma aşamasındaki beyanında katılan mağdurenin kendisini aradığında ağlamaklı bir şekilde konuştuğunu, yanına gittiğinde katılan mağdurenin ağlayarak kendisine sarıldığını, sanığın tecavüzüne uğradığını anlattığını ifade etmesi, katılan mağdurenin yengesi olan tanık Demet’in olay akşamı katılan mağdurenin kendisini telefonla aradığını ve ağlamaklı konuştuğunu, hemen onun yanına gittiklerinde perişan hâlde olduğunu gördüklerini ifade etmesi, katılan mağdurenin ağabeyinin arkadaşı olan tanık Doğan’ın bu hususu doğrulaması, adli raporda katılan mağdurenin elinde, bilekliğinin şekline uygun lezyon saptanması, 24.01.2012 tarihli İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinin raporuna esas olan görüşmede sanığa karşı koymaya çalışırken tırnaklarını sanığın sırtına geçirdiğini beyan etmesi ve bu beyanın sanık hakkında düzenlenen adli raporda sanığın sırtında hafif kızarıklığın olduğuna dair tespitle örtüşmesi, aynı raporda katılan mağdurenin verdiği bilgilerin birbirleriyle tutarlılık gösterdiğinin ve bu bilgilere güvenilebileceğinin belirtilmesinin yanı sıra katılan mağdurenin öyküsü ve ayrıntılı ruhsal durum muayenesinde saptanan travma bulgularının anlattığı cinsel saldırı öyküsüyle uyumlu bulunduğunun da mütalaa edilmesi, katılan mağdurenin tutarlı anlatımlarının, adli rapor ve ekspertiz raporuna ilaveten tanıklar… ve Abdullah’ın somut ve net beyanlarıyla da desteklenmesi ve sanıkla katılan mağdurenin aralarında bir husumetin bulunmaması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın kendisine iftira atmasını gerektirecek bir nedeni bulunmayan katılan mağdureye karşı gerçekleştirdiği eyleme ilişkin olarak katılan mağdurenin rızasının bulunmadığı, bu bağlamda somut olayda beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla oluştuğu kabul edilmelidir.

Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,

2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 20.10.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi. 

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir