Ana sayfa » E-Ticaret ve Mesafeli Satış Sözleşmesi
sözlesme_avukati

E-Ticaret ve Mesafeli Satış Sözleşmesi

Mesafeli satış sözleşmesi, elektronik ortamda gerçekleştirilen tüketici ile satıcının fiziksel anlamda karşı karşıya gelmeden gerçekleştirdiği satış ve alış işleminin yapıldığı sözleşme şeklidir. Mal ya da hizmet tüketiciye o an sunulmaz. Mesafeli sözleşmeler, 6502 sayılı Tüketici Kanunu kapsamındadır. sözleşme avukatı

Satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın, mal veya hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu ana kadar ve kurulduğu an da dahil olmak üzere uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmeler (29188 sayılı Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği, m.4). sözleşme avukatı

Mesafeli satış sözleşmesi yalnızca e-ticarette geçerli olmayıp satıcı ve alıcının yüz yüze gelmediği her durum için geçerli konumdadır. 

Ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden gerçek ya da tüzel kişiler için mesafeli satış sözleşmesi geçerli değildir. Mesafeli satış sözleşmesinin alıcısı her zaman tüketicidir. sözleşme avukatı

Sözleşme kurulmadan önce;

  1. Sözleşmeye konu olan mal veya hizmetin özellikleri,
  2. Satıcı ya da sağlayıcının adı, soyadı varsa unvanı,
  3. Satıcı ya da sağlayıcının açık adresi,
  4. Satıcı ya da sağlayıcının iletişim bilgileri,
  5. Ödeme ve teslimata ilişkin bilgiler,
  6. Cayma hakkı hakkında bilgi verilmesi, şartların açıklanması gereklidir. 

Tüketiciler anlaşmazlık halinde Tüketici Hakem Heyetine ya da Tüketici Mahkemesi’ne başvurabilir. Satıcı ya da sağlayıcı bu konuda tüketiciyi bilgilendirmelidir. 

Mesafeli Satış Sözleşmesi ve Cayma Hakkı Sözleşme Avukatı

Mesafeli sözleşmelerde tüketici herhangi bir sebep göstermeden on dört gün içerisinde sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkı süresi tüketicinin mal veya hizmete ulaştığı günden itibaren başlar. Mal veya hizmetin tüketiciye ulaşım süresi içerisinde de tüketici cayma hakkına sahiptir. Tüketici satıcı ya da sağlayıcıya cayma bildiriminde bulunduğu tarihten itibaren on dört gün içinde malı geri göndermek zorundadır. 

Tüketicinin cayma bildirimini iletmesiyle birlikte on dört gün içerisinde satıcı malın bedelini tüketiciye iade etmek zorundadır. Ödeme kısmında tüketiciye herhangi bir yükümlülük ve masraf bindirilmez. 

Satıcı veya sağlayıcı tüketiciye cayma hakkı konusunda bilgilendirmede bulunduğunu gerekirse kanıtlamak zorundadır. Cayma hakkının bildirilmemesi halinde tüketicinin cayma hakkı on dört günlük süreyle sınırlı kalmaz. 

Cayma Hakkının Kullanılamayacağı Haller

a) Fiyatı finansal piyasalardaki dalgalanmalara bağlı olarak değişen ve satıcı veya sağlayıcının kontrolünde olmayan mal veya hizmetlere ilişkin sözleşmeler.

b) Tüketicinin istekleri veya kişisel ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan mallara ilişkin sözleşmeler.

c) Çabuk bozulabilen veya son kullanma tarihi geçebilecek malların teslimine ilişkin sözleşmeler.

ç) Tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olan mallardan; iadesi sağlık ve hijyen açısından uygun olmayanların teslimine ilişkin sözleşmeler.

d) Tesliminden sonra başka ürünlerle karışan ve doğası gereği ayrıştırılması mümkün olmayan mallara ilişkin sözleşmeler.

e) Malın tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olması halinde maddi ortamda sunulan kitap, dijital içerik ve bilgisayar sarf malzemelerine ilişkin sözleşmeler.

f) Abonelik sözleşmesi kapsamında sağlananlar dışında, gazete ve dergi gibi süreli yayınların teslimine ilişkin sözleşmeler.

g) Belirli bir tarihte veya dönemde yapılması gereken, konaklama, eşya taşıma, araba kiralama, yiyecek-içecek tedariki ve eğlence veya dinlenme amacıyla yapılan boş zamanın değerlendirilmesine ilişkin sözleşmeler.

ğ) Elektronik ortamda anında ifa edilen hizmetler veya tüketiciye anında teslim edilen gayrimaddi mallara ilişkin sözleşmeler.

h) Cayma hakkı süresi sona ermeden önce, tüketicinin onayı ile ifasına başlanan hizmetlere ilişkin sözleşmeler (29188 sayılı Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği, m.15).

Malın taşınması sırasında gördüğü zararlardan satıcı sorumludur. Ek masraflar satıcıya aittir.

Sözleşmenin Yükümlülükleri ve Teslim

Satıcı veya sağlayıcı otuz gün içerisinde malı tüketiciye teslim etmelidir. Bu süre içerisinde teslim edilmeyen mal tüketici tarafından iptal edilebilir. Sözleşmenin feshi durumunda satıcı veya sağlayıcı teslimat masrafları da dahil olmak üzere tüketicinin yaptığı ödemeyi iade etmekle yükümlüdür. 

Mesafeli Satış Sözleşmesiyle İlgili Yargıtay Kararları

Bedel İadesi Yapılmayan Mal/Ayıplı Mal

Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, dernek yetkililerinin … Tatil Köyü Sitesi içerisinde kullanılmak üzere, kauçuk hız kesici ve başlık siparişini davalının internet sitesi üzerinden verdiğini, faturaya konu edilen malların kendisine teslim edildiğini, faturaya konu söz konusu malı mesafeli satış sözleşmesi ile satın aldığını, mesafeli sözleşmelere dair yönetmeliğin 7.maddesinde yer alan cayma hakkını kullanarak süresinde malı davalı firmaya iade etmiş olmasına rağmen yetkili firma tarafından bedel iadesi yapılmadığını, sözlü başvuruların sonuçsuz kaldığını belirterek 7.887,12 TL satış bedelinin davalıdan iadesini istemiştir.
Davalı, süresinde cevap vermemiş, ön inceleme duruşmasında davalı vekili; “davacı ile davalı arasında mesafeli sözleşme düzenlenmemiştir, ayrıca geri iade sözleşmesi de dava konusu edilen malda ayıp bulunmamaktadır, davacı tarafından davalıya teslim yapılmamıştır ancak dava konusu edilen mal davalının iş yerinin kapısının önüne bırakılmıştır, davalı da malı alıp deposuna koymuştur, davalı malı davacıya teslime hazırdır, dava konusu ürün için davacı davalıya 7.887,12 TL ödemede bulunmuştur, ancak bu para davacıya iade edilmemiştir, çünkü malda ayıp yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlık, iş yeri dışında kurulan sözleşmede cayma hakkının süresinde kullanılıp kullanılmadığına ilişkindir.
Mahkemece, davacının 7 günlük süre içinde cayma hakkını kullanarak malı davalıya iade ettiğini, davalının ise davacı tarafından usulüne uygun iade yapılmadığını, malın yaklaşık 10 gün sonra dükkanının önüne bırakıldığını, malda ayıp bulunmadığı için sözleşme bedelinin iade edilmediğini ileri sürdüğünü, davacı vekili mesafeli sözleşme kapsamında 7 günlük süre içerisinde sözleşmeden cayma hakkının kullanıldığı iddiasının haklılığını kanıtlar nitelikte davalının aksi yöndeki iddiasını kanıtlar nitelikte kesin ve inandırıcı delil sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava dosyasının incelemesinde; davalının cevap dilekçesi vermediği, davalı vekilinin 03.06.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında “davacı ile davalı arasında mesafeli sözleşme düzenlenmemiştir, ayrıca geri iade sözleşmesi de dava konusu edilen malda ayıp bulunmamaktadır, davacı tarafından davalıya teslim yapılmamıştır ancak dava konusu edilen mal davalının işyerinin kapısının önüne bırakılmıştır, davalı da malı alıp deposuna koymuştur, davalı malı davacıya teslime hazırdır, dava konusu ürün için davacı davalıya 7.887,12 TL ödemede bulunmuştur, ancak bu para davacıya iade edilmemiştir, çünkü malda ayıp yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu, yine 5. celse 26.05.2015 tarihli duruşmada davalı asilin “Davacı şirketimi telefonla arayarak kauçuk hız kesici ve başlık siparişi verdi, ürün ertesi gün davacıya teslim edildi ve ürün bedeli tahsil edildi, ancak yaklaşık on gün sonra davacı ürünü kapı önüne bırakıp gitmiştir, bana iade fatura düzenlenmedi, üründe ayıp olmadığı için ben ürün bedelini davacıya iade etmedim. Ürün depomda bulunuyor” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmakla davalı ya da davalı vekilinin cayma hakkının süresinde yapılmadığına yönelik açık itirazının olmadığı görülmüştür. O halde mahkemece, davalı ya da davalı vekilinin açıkça cayma hakkının 7 günlük süre içinde yapılmadığı konusunda itirazı bulunmadığı değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Karar: 2018/8174).

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir