Ana sayfa » Alıkoyma Suçu ve Cezası
Alıkoyma Suçu ve Cezası

Alıkoyma Suçu ve Cezası

Alıkoyma suçu ve cezası, TCK madde 109 içeriğinde yer alır. Büyükçekmece avukat olarak madde içeriğini belirtecek olursak; Kişiyi özgürlüğünden alıkoyma suçu, seçimlik ve serbest hareketli bir suçtur. Suçun manevi unsuru genel kast olmaktadır ve taksirle işlenemez. Kişiyi hürriyetinden alıkoyma suçu iki seçimlik hareketli olur. Bunlar; bir yere gitmek hürriyetinden alıkoyma ve bir yerde kalma hürriyetinden alıkoyma şeklindedir.

Kişiyi alıkoyma suçunda teşebbüs unsuru da geçerli olmaktadır. Suçun tamamlanma ve sona erme aşamaları farklılık gösterir. Suç tamamlandığı anda son bulmaz, suç hürriyetin sınırlandığı anda tamamlanır. Fakat suçun sona ermiş olması için mağdurun özgürlüğüne kavuşması şartı vardır.

Alıkoyma Suçu Cezası

Alıkoyma suçu ve cezası 109/1 içeriğine göre; Bir kimseyi hukuka aykırı şekilde bir yere getirmek ya da bir yerde kalma hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

TCK Madde 109/2 içeriğine göre; Kişi, fiili işlemek için ya da işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmedilir.

Suçun; silahla, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevinin sağlamış olduğu nüfuzun kötüye kullanılmasıyla, üstsoy-altsoy-eş veya boşanmış olduğu eşe karşı, çocuğa veya bedenen ya da ruh bakımından kendini savunamayacak durumda olan kişiye yönelik işlenmesi halinde, 109/1 ve 109/2 içeriğindeki cezalar bir kat artırılır.

Çocuk Kaçırma ve Alıkoyma Suçu

Alıkoyma suçu ve cezası kadar araştırılan ve önemli olan bir konuda, çocuğun alıkoyulmasıdır. Bahsetmiş olduğumuz iki etken, iki farklı kanun içeriğinde yer alır. TCK Madde 234 içeriğinde çocuk kaçırma, alıkoyma suçu ve cezası yer almaktadır. Suçun kanuni tanımına göre, 16 yaşını bitirmemiş çocuğun kaçırılması ya da alıkoyulması suçun varlığını oluşturur.

TCK 234/1-2 maddesi, çocuğun kaçırılması ve alıkoyulması suçunu açıklamaktadır. Suçun faili, velayet hakkını kanunen kaybetmiş olan ebeveynler ya da üçüncü derecede dâhil olan kan hısımlarıdır. Mahkeme tarafından velayet hakkına izin verilmeyen ebeveynlerin sıklıkla bu suça karıştığı görülmektedir.

Suçun oluşması için cebir veya tehdit unsurlarının gerçekleşmesi gerekmez. Cebir ya da tehdit unsurunun kullanılarak suçun işlenmesi halinde, nitelikli hal uygulaması yapılır ve suçun cezası da bu oranda belirlenir.

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir